OTİZM NEDİR?
Otizm, Otizm Spektrum Bozuklukları ya da eski adıyla Yaygın Gelişimsel Bozukluklar şeklinde isimlendirilen bir nöro-gelişimsel bozukluktur.
Otizme dair belirtiler bazı çocuklarda gelişim basamaklarının erken dönemlerinde başlarken, bazı çocuklarda öncelikle normal seyreden gelişimde gerileme veya aksaklıklar olur. Otizm şüphesi çocuğun konuşmasının gecikmesi veya etrafa ilgisiz, tepkisiz olması ile ortaya çıkar. Aile, çocuğun akranları konuştuğu halde hiç kelime çıkarmamasından ya da daha önceleri tek kelimeleri söyleyebilirken son aylarda bu kelimeleri unutmasıyla durumu fark edilebilir. Otizmde görülen belirtiler arasında duyusal problemler belirgindir. Duyusal problemler bireyin çevre ile uyumunu ve bireyin hayata olan adaptasyonunu zorlaştırmaktadır. Örneğin; yüksek sese ve ışığa karşı duyarlılık, dokunma hassasiyeti, denge ile ilgi problemler çocuğun sosyal etkileşimlerini de olumsuz etkilemektedir. Nedeni henüz tam olarak bilinmemekle birlikte otizm hayat boyu süren bir durumdur ama bu bireyin hep aynı noktada kalacağı anlamına gelmez. Otizm teşhisi konmuş bireyler de değişir, gelişir ve öğrenir. Önemli bir fark olarak bu bireyler sosyal etkileşimlerinde, ilişkilerinde ve davranışlarında devamlı süregelen bir zorluk yaşayacaktır.
Otizm tanısı yapılan bir kan-idrar tahlili ya da beyin görüntüleme yöntemi ile konulamaz, yani tanı koymada kullanılabilecek bir biyolojik belirteç yoktur. Tanı, klinik gözlem ve davranışsal özelliklere göre konur. Genellikle 2 yaş civarında otizm tanısına yönelik belirtiler gözlenmeye başlar. Ancak iyi bir klinik gözlem ile 1 yaşındaki çocukta bile belirtiler saptanabilir. Otizm spektrum teşhisleri şu iki alanda önemli zorluklar yaşayan geniş bir aralıktaki çocuklara konulur:
1.Sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinde gerilikler
- İnsanlara ya da akranlarına ilgi göstermeme ya da az ilgi gösterme,
- Kendi halinde olma, seslenince bakmama, parmak ucunda yürüme,
- Yaşına uygun konuşmanın başlamasında gecikme ya da başlayan konuşmada durma, gerileme, konuşsa bile konuşmayı sosyal etkileşimde kullanmama, söyleneni tekrarlama, zamirleri ters kullanma (ben yerine o).
- Tekrarlayıcı ve sınırlı ilgi alanı, davranış ve etkinlikler
- Basmakalıp ve tekrarlayıcı hareketler (kendi etrafında dönme, sallanma, kanat çırpma),
- Rutinlerine aşırı bağlılık, değişikliklere tepki gösterme,
- Bazı ses, koku ve tatlara aşırı hassasiyet gösterme.
Bu başlıkların yanında küçük yaşlarda kendini gösteren diğer belirtileri:
Babıldamanın olmayışı veya nadir olması, konuşanın yüzüne bakmaması, anormal yüksek tonda ciyaklama, adı ile seslenince bakmama, göz kontaktı yetersizliği, kucağa alınma ve başka kişilerle oynama beklentisinin zayıf oluşu, ellerin koordinasyonunda zayıflık, gelişim gecikmesi (sırtüstü pozisyondan oturmaya çekilince kafanın geri kalması), dokunma ve diğer duyusal uyaranlara aşırı veya az tepki, bazı objelere veya parçalarına aşırı veya atipik ilgi, beslenme sorunları (belli yiyecekleri reddetme), huzursuz olduğunda sakinleştirmenin zor olması, oyuncaklarla uygun oynamama, etkileşime girmekte yetersizlik, ilgilendiği olay veya nesneye işaret ederek başkası ile ilgisini paylaşmama, ebeveynle bile etkileşimde kısıtlılık, yetersiz spontan taklit.
Yaş ilerledikçe;
Yalnızlığı tercih etme, ağrıya duyarsızlık, kısıtlı yüz ifadesi, konuşma patolojileri (alıcı dil ve ifade edici dil), empati eksikliği
Otizm tanısı almış dil becerileri nispeten daha iyi bireylerde kısa cümleler, tekrarlayıcı konuşmalar, söyleneni tekrarlama (ekolali), monoton ses tonu ile karşılaşılabilir.
Okul çağında:
Ek bir problemin eşlik etmediği otizm tanısı almış bireyler akademik olarak normal okula uyum şansları vardır. Ancak bu gruplarda da gerek dikkat problemleri, gerek sosyal ilişkilerdeki problemler okul yaşantısını olumsuz etkilemektedir. Zamanı yönetebilmekte ve sosyal ilişkiler kurmada zorluklar bu döneme eşlik edebilir.
Ergenlik dönemine geldikçe bazı olgularda olumlu gelişmeler görülebildiği gibi bazı olgularda da olumsuz özellikler ortaya çıkabilmektedir.
Otizmi bebek anne karnındayken saptamak mümkün değildir. Bu yüzden aileler çocuklarına otizm tanısı konulduğunda otizm nasıl tedavi edilir sorusunu sıklıkla gündeme getirmektedirler. Otizm tanıonrası, aile otizm ile ilgili bilgilendirilir ve çocuk en kısa zamanda uygun eğitim programına yönlendirilir. Bu programlardan biri de bilimsel olarak otizmde etkinliği gösterilmiş ve yaygın kullanılan yöntemlerden olan uygulamalı davranış analizidir.
Uygulamalı davranış analizi, otizmli birey ve çocuklara yeni davranışlar kazandırma ve uygun olmayan davranışları azaltma ya da ortadan kaldırmak üzere bilimsel dayanaklara bağlı uygulamalar içermektedir. Bu süreçte davranışlar, bilimsel yollarla analiz edilerek uygulamaların etkileri ortaya konulur. Bunun yanı sıra her çocuk için aynı problem aynı şekilde çözümlenemeyebilir. Uygulamalı davranış analizinde kullanılan pekiştireç ve ceza adımları çocuğa bağımlılık oluşturmadan, ilgisini çekecek biçimde ve sosyal hayatına kolay aktarabilecek şekilde sistematik ilerlemelidir. UDA kendi başına bir uygulama değildir, toplumsal olarak önemli olan uygun davranışları artırmak ya da uygun olmayan davranışları azaltmak için birtakım öğrenme ilkelerinin uygulanmasını içeren bir süreçtir.
Otizm, tedavisi yıllar boyunca devam etmesi gereken bir bozukluktur. Bireysel eğitimin yanında uygun yaşta konuşma terapisi ve duyu bütünleme terapisi önerilen yöntemler arasındadır. Ailenin otizm konusunda bilgilenmesi son derece önemliyken ailenin eğitim programına katılması ve çocuğu eğitim dışındaki zamanlarda da sosyal-duygusal alanda desteklemeleri göz ardı edilmemesi gereken bir basamaktır. Çocuğun zekasının normal olması, belirtilerin hafif olması ve 6 yaştan önce konuşma becerisinin gelişmesi iyi prognostik belirleyicilerdir. Otizm’ in temel belirtilerine yönelik bir ilaç tedavisi henüz bulunmamıştır ancak son dönemde otizm üzerinde Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMU) tedavi yönteminin etkinliği araştırılmaktadır.
Tedavi Nasıl Düzenlenir?
Aile iyi bilgilendirir. Uygun eğitim programı yönlendirilir. Otizm tanısı alan çocukların bir kısmında eşlik eden dikkat eksikliği, davranış sorunları, uyku problemleri, öfke kontrolünde problemler nedeniyle ilaç tedavisi gerekli olabilir.
Uygun eğitim programı belirlenir: Otizmin temel belirtilerine yönelik olan programlardır.
Küçük yaşlarda (2>) daha çok ebeveynin eğitim programı ve sosyal-duygusal gelişmeye katkısı olan programlar seçilmelidir. Bu programların mümkün olmadığı yerlerde ailenin ciddi iş birliği ve evde eğitim programları ile bunu desteklemek gerekir. Ailenin eğitimde rol alması, evde de çocuğun sosyal duygusal gelişmesi ve olumsuz davranışlarını değiştirmek için çaba harcamaları gerekmektedir. Eğitim süresi, çocuğun bireysel potansiyeli, eğitim kalitesi ve aile iş birliği ile ilgilidir.