Artikülasyon bozukluğu nedir?
Dudak, dil, dişler, çene ve damak artikülatörlerinin doğru bir şekilde uyum içinde kullanılarak düşüncelerin başka insanlara aktarılması işlemine artikülasyon denir. Her dilin konuşurken kullandığı kendine özgü sesler vardır. Sesleri çıkarırken yanlış yerleştirme, zamanlama, basınç, hız ya da koordinasyon sorunları yaşanması durumunda artikülasyon sorunları ortaya çıkar.
Konuşma bozukluklarını erken teşhis edebilmek için çocukların konuşma gelişimi hakkında bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Örneğin 2 yaşındaki bir çocuğun kelimelerdeki belirli sesleri/harfleri eksik ya da yanlış söylemesi (gel yerine del gibi) normaldir. Ancak 4-5 yaş çocuklarda kelimelerin eksik/yanlış kullanılması bir Dil Konuşma Bozukluğu (DKB) belirtisidir.
Artikülasyon Bozukluğu Nedenleri
Geçici ya da kalıcı işitme kaybı
Çocukların kritik öğrenme yaşları olan ilk 3 yaşına kadar sağlıklı bir işitme duyusuna sahip olmaları çok önemlidir. Hafif bir işitme kaybı olan çocuk, bazı tiz sesleri (f ya da s gibi) duymadığı için dili öğrenmekte ve anlaşılır konuşmakta sorun yaşayabilir.
Kelimelerin başındaki, ortasındaki ya da sonundaki bazı sesleri duyamadığınız bir konuşmayı dinlediğinizi düşünün, anlatılanın ne kadarını anlayabilirsiniz? Ayrıca duymadığınız sesleri kullanmadan türeteceğiniz kelimeler karşınızdaki insanlar tarafından ne kadar anlaşılabilir?
Bu durumdaki küçük bir çocuğun düzgün konuşabilmesi mümkün değildir. Hafif bir işitme kaybı bile çocuğunuzun sesleri doğru duymasına ve doğru öğrenmesine engel olabilir.
İşitme kaybının birçok çeşidi mevcuttur. Bazı çocuklarda doğuştan işitme kaybına rastlanırken, diğerlerinde kulak enfeksiyonu gibi nedenlerle sonradan işitme kaybı oluşabilir. Bu durumda konuşma terapistiniz, sizi bir odyoloğa yönlendirerek işitme testi isteyecektir. Konuşma ve dil bozuklukları tedavisinde öncelikle tespit edilen sağlık sorunlarının giderilmesi çok önemlidir.
Fiziksel malformasyonlar
Ağız boşluğu anatomisindeki herhangi bir farklılık konuşma bozukluğuna yol açabilir. Bazı çocuklar doğuştan ya da sonradan fiziksel malformasyonlara sahip olabilir: Yarık dudak ya da damak, ağzın üst kısmındaki kemik ya da dokunun doğru gelişmemesi, dil bağı (ankyloglossia) dil ile ağız tabanı arasındaki bağın (frenulum) kısa ya da kalın olması, diş malokluzyonu nedeniyle dişlerin kusurlu kapanması gibi.
Kas hastalıkları (Nöromüsküler hastalıklar)
Beyin felci, müsküler distrofi, dizartri gibi kas sistemi hastalıkları artikülasyonu etkiler. Örneğin, dizartrili bireyler, çok hızlı ya da çok yavaş, duraklayarak ya da ahenksiz ve genellikle zor anlaşılır bir şekilde konuşurlar.
Gelişimsel gecikmeler ve bozukluklar
Gelişimsel bozukluk türleri, doğumdan önce ya da doğum sonrası yaralanma, enfeksiyon, çeşitli komplikasyonlar nedeniyle başlar ve artikülasyon becerilerinin zayıflamasına neden olabilir. Gelişimsel bozukların bazıları; hamilelik döneminde anneden geçen enfeksiyonlar, doğum öncesinde toksinlere maruz kalma (örneğin fetal alkol sendromu), gen bozuklukları (örneğin down sendromu) ve erken doğum nedeniyle başlayabilir.
Otizm spektrumu gibi bilinmeyen gelişimsel bozukluklar, konuşma da dahil olmak üzere birçok açıdan çocuğun gelişimini etkiler. Zihin engelli ya da öğrenme güçlüğü gibi genel gelişimsel gecikmeler aynı zamanda konuşma becerilerini de bozabilir.
Bir çocuğun artikülasyon değerlendirmesini yaparken konuşma terapisti, konuşma apraksisi (aynı zamanda çocukluk çağı konuşma apraksisi ya da CAS) olarak bilinen gelişimsel bozukluk belirtileriyle karşılaşabilir. Bir motor konuşma bozukluğu olan CAS, beyinden artikülatöre (örneğin dudak ve dil) iletilen motor komutların zayıf olmasından kaynaklanır. Ortaya çıkan koordinasyon bozukluğu nedeniyle çocuk en basit sesleri ve kelimeleri bile çıkarmakta güçlük çekebilir.
Bilinmeyen sebepler
Artikülasyon bozukluklarının, konuşma ve dil gecikmelerinin her zaman belli bir nedeni olmaz. Önemli olan ebeveynlerin, başka alanlardaki gelişimleri üst seviyede olsa bile çocuklarının konuşma becerilerini takip etmesidir.
Artikülasyon Bozukluğunun Teşhisi
Artikülasyon bozukluğunun tanısı sadece konuşma terapisti tarafından koyulabilir. Artikülasyon bozukluğu tanısı, bozukluğun nedeni ve şiddetine ve çocuğun yaşına göre değişiklik gösterir. Birçok durumda artikülasyon bozuklukları konuşma terapisi ile tamamen ortadan kaldırılabilir. Bütün hastalıklarda olduğu gibi dil ve konuşma bozukluklarında da erken teşhis terapinin başarısını artırır.
Konuşma muayenesi yaptırmak istediğinizde, dil ve konuşma terapistinizi çocuğunuzun genel sağlık geçmişi (yaralanma, enfeksiyon ya da diğer hastalıklar gibi) hakkında bilgilendirmelisiniz. Terapistiniz, artikülatörlerin (dudak, dil, diş, çene ve damak) hareketliliğini, işlevini ve görünümünü değerlendirmek üzere bir oral motor değerlendirme yapar.
Sonra, terapistiniz konuşmadaki ses hatalarını tespit etmek için bir şekilsel artikülasyon kontrolü yapar. Çocuğunuzun konuşma kontrolü düzeyini belirlemek için sesler (s), hece (sak), kelimeler (saklambaç) ve cümleler (saklambaç oynadım) kurmasını ister. Örneğin çocuk “s” sesini doğru söylerken “saklambaç” kelimesinin içinde hatalı kullanıyor olabilir.
Artikülasyon bozukluğu tedavisi
Konuşma terapisi, hatalı sesleri sistematik bir yaklaşım kullanarak (seslerin, hecelerin, kelimelerin, cümlelerin üretimini sağlayarak bütünlük içinde konuşmayı hedefleyen) ve gerekli uyaranları sağlayarak (görsel, sözel, dokunsal) artikülatörlerin (dudak, dil, dişler, çene ve damak) doğru bir şekilde kullanılmasını hedefler.
Artikülasyon terapisinde kullanılan tekniklerin bir kısmı aşağıda yer almaktadır:
İşitsel ayırt etme: Minimal farklılık içeren kelime çiftlerindeki hatalı sesleri ayırt etmesi ve doğru sesi bulması hedeflenir. (arı-ayı)
Prompt tekniği: Terapist dokunsal uyaran desteğiyle çocuğun hedef sesi üretmesi için gerekli olan dil, diş, dudak ve çene pozisyonuna erişmesini sağlar.
Duyusal etkinlikler: Konuşma organlarındaki duyusal bilgiyi arttırmayı hedefler.
Öz izleme: Çocukların kendilerini denetleyebilmesi için ayna kullanılır.
Hava akımı kontrolü: Dudaklardaki hava akımının düzeltilmesi sağlanır.
Dokunsal işaretler: Çocuğun, terapistin konuşma organlarına dokunarak ipucu alması sağlanır. Örneğin, çocuğun elini terapistin ağzının üstüne koyarak -h, -p, -t, -f seslerinde çıkarılan havayı hissetmesi sağlanır, ardından çocuğun elini kendi ağzının üzerine koyarak aynı seslerdeki titreşimi ve hava hareketini çıkarması hedeflenir.