Doping güç ve direnç arttırıcı, üstün hareket ve enerji verme gibi özellikleri olan dışarıdan alınan bir maddedir. Genelde yarışmalarda sporcular rakiplerinden daha üstün bir performans göstermek içinbu tür maddeleri kullanmaktadırlar. Muhtemelen bunun doğru bir kazanma yolu olmadığını düşünüyorsunuz. İyi bir kondisyona sahip olabilmek için daha çok çalışıp, egzersiz yapması gerektiğini düşünmüş olmalısınız. Haklısınız.. Doğru motivasyon kaynağı olarak seçtiği uyarıcı madde olarak doping yerine kendi iç motivasyonunu besleyici bir doping (direncini ve enerjisini arttıracak doğru motivasyon kaynağı) bulabilmektir doğru olan. Böylelikle tüm yarışan kişiler için dışarıdan bir destek almaksızın sahip oldukları iç-dış motivasyonları ve kendi hazırlıkları ile adil bir şekilde yarışabilecekleri doğrudur. Tüm yarışmacılar için şartlar adilken kendi içlerinde başarı duygusunu yaşayarak “ben başardım” duygusunu yardımsız hissedebilecekler hem de hile yapmamış olacaklardır.
Bizler de sporcular gibi bazen günlük hayat yarışından geri kalmamak için zaman zaman kendimizi unutuyoruz. Önceliklerimizin yeri değişiyor. İlk zamanlarda benle başlayan isteklerin yerini hayatın istekleri alıyor. Durum böyle olunca bir süre sonra bizim enerjimiz düşüyor, gücümüzün yetersiz olduğunu hissediyor ve tükenmişlik yaşıyoruz. Ve çevremizde de “zaman bana az geliyor”, “çok çalışıyorum, çok yoruluyorum ama hiçbir şeye yetişemiyorum” gibi cümleleri sık duyar hale geliyoruz. Bu hayat akışında devam ederken önceliklerimizin sıralaması BEN’le başlamadığı için ara ara aldığımız “aferin”, “bravo”, “harika”, “çok güzelsin”, “çok yakışıklısın”, “bunu senden iyi kimse başaramazdı…” gibi devam eden iltifatlardan (dış motivasyon/doping) beslenir hale geliyoruz. Bu cümleleri dışarıdan duymadığımızda motivasyonumuz düşüyor ve enerjimizi arttırmak için daha çok dışarıdan gelecek olan olumlu düşünce ve iltifatlara bağımlı hale geliyoruz. Tüm bu dışarıdan gelen iltifatlar tıpkı doping gibi sahte bir enerji veriyor. O anlık motivasyonumuzu yükseltiyor, bu hayat yarışının içinde tutuyor bizi. Fakat sonrası…
Sonrası bir kısır döngü… Enerji bittikçe yarışın içinde yer almak için dışarıdan gelecek olan ilgi ve iltifatlara yani dopinge ihtiyaç duyarız. Halbuki hayata ayak uydurmak gibi daha basit bir çözüm olduğunu unutuyoruz. Bunun için kendi iç motivasyon kaynağımızı keşfetmemiz önemli. Neler bizi motive ediyor? Nelerden keyif alıyoruz? Kendimiz hakkında geliştirdiğimiz önyargılarımız neler? Olumsuz düşüncelerimiz neler? Neden bu olumsuz düşüncelerin yerini olumluları almıyor? Kendimizle ilgili olumlu düşüncelerimiz neler? Olumlu olduğunu düşündüğümüz özelliklerimizi ne kadar takdir ediyoruz? Öncelikle bu soruları kendimize sormamız gerekiyor. Bir sonraki aşama dışarıdan gelecek olan onaylanmalar, iltifatlar yerine kendimizi övmek ve kendimizi doğru yaptığımıza inandığımız şeyler için takdir etmemiz gerekiyor. Kalıplaşmış düşünce yapılarımızla hareket etmek yerine olumlu benlik algısı geliştirmek ve buna göre hareket etmek yorgunluğun yerini enerjiye, tükenmişliği keyif almaya döndürmeye yetecektir.