Gecikmiş konuşmaya sahip bir çocuğun ebeveyni iseniz mutlaka çevrenizden bazı benzer ifadeler duymuşsunuzdur. Her zaman dil ve konuşma problemine neden olan şeyin ne olduğunu bilmek mümkün değildir. Ancak neden olmadığına dair bildiğimiz gerçeklere gelin bir bakalım..
Erkek çocuklar geç konuşur:
Erkek çocukların da gelişimsel bakımdan geçmesi gereken basamaklar kız çocuklarıyla aynıdır. Erkekler kızlardan biraz daha geç konuşabilir ama konuşmaya normalde beklenen ay aralığında başlarlar. Bu ufak farklılık gecikmiş dil ve konuşma olarak tanımlanmaz. Bu bir “tipik” gelişim aralığıdır. Çocuğunuzun erkek olması onun geç konuşmasının ya da dil bozukluğu olmasının sebebi değildir. Bu yüzden “çocuğum erkek o yüzden konuşmuyor” diyerek beklemeyin. Herhangi bir gecikmeye dair şüpheniz varsa gerekli uzmanlara danışın.
Babası da geç konuşmuş:
Dil gelişiminde genetik faktörler de rol oynar ancak her çocuk biriciktir. Eğer dil gelişiminde gerilik varsa nedeni ne olursa olsun desteklenmelidir.
Dil bağı olduğu için konuşmuyor:
Dil altı bağı, dil gelişiminde gecikmeye ya da çocuğun hiç konuşmamasına yol açmaz. Bazı durumlarda bazı seslerin üretilmesini zorlaştırabilir ancak konuşmaya etkisi sadece bu kadardır.
Kreşe gönderin:
Kreş bir erken müdahale yöntemi değildir. Dil ve konuşma terapisi yerine geçmez. Çocuğun neden konuşmadığı değerlendirilip bulunmalıdır. Eğer konuşma terapisti kreşi uygun bulursa kreş ile konuşma gelişimi desteklenebilir.
3 yaşına kadar bekleyin konuşur:
3 yaşında maalesef çocuklarımıza sihirli bir değnek dokunmuyor. 3 yaşına kadar tamamlanması gereken birçok iletişim, dil ve konuşma basamağı bulunmaktadır. 2 yaşında en az 50 kelime, 2,5 yaşında 2 kelimeli cümleler, 3 yaşında 3 kelimeli cümleler bekliyoruz. Eğer 3 yaşına kadar dil ve konuşma terapisti tarafından desteklenmezse 3 yaşına geldiğinde daha büyük sorunlar olacaktır. Terapiye başlanmamışsa sadece işimiz zorlaşıyor.
Anne-baba diyorsa konuşur:
Konuşmak kelimelerden çok daha fazlasıdır. Çocuk anne-baba diyebilir hatta söylediklerinizi de tekrarlayabilir. Ancak konuşmanın temelinde iletişimsel niyetlilik vardır. Bu yüzden amaç sadece kelime üretimi değil bu kelimelerin bağlama uygun kullanılmasıdır. Çocuğunuzun kelimeleri söyleyip söyleyemediği veya kaç kelimesi olduğu şeklindeki niceliksel bilgilerin yanı sıra niteliksel olarak bu kelimeleri nasıl kullandığı daha önemli bilgi verir ve terapilerde bağlama uygun iletişimsel niyet taşıyan konuşma becerisi kazandırılmaya çalışılır.
İnatçı olduğu için konuşmuyor:
Hiçbir çocuk sırf inatçılıktan konuşmamayı seçmez. Anlaşılmadığı için hırçınlaşmayı, kendini yerlere atmayı, çevresine zarar vermeyi ya da çevresinin tüm baskısına rağmen sözcük veya cümlelerle iletişim kurmak yerine göstererek işaretlerle iletişim kurmayı tercih etmez. Bunu konuşamamasının nedeni olarak değil konuşamamasının da etkilediği bir durum olarak değerlendirmek gerekir. Erken dönem müdahale ile çocuğun konuşmaya karşı tepki oluşturmasının önüne geçilebilir. Yoğun öfke, saldırganlık gibi problem davranışlar kaybolur.
Kendi kendine düzelir:
Geç konuşan çocukların belli bir kısmının kendiliğinden “patlama” yapıp yaşıtlarını yakaladığını biliyoruz. Ancak bu, her çocuk için geçerli değil. Gecikmiş konuşması olan bir çocuğun akranlarının dil performansını yakalayıp yakalayamayacağını önceden kestirmek oldukça zordur. Destek için neden bekleyelim ki? Çocuğunuz yaşından beklenilen iletişim, dil ve konuşma gelişimini göstermiyorsa zaman kaybetmeden müdahale edilmeli. Bu kendi kendine düzelecek bir durum değildir. Kendi kendine düzelmesini beklemek erken müdahalenin avantajlarını kaçırmamıza sebep olur.
Değerlendirme/terapi için yaşı küçük:
Dil ve konuşma terapisine başlamanın yaşı yoktur. Bilinenin aksine dil ve konuşma terapisi masa başında kelime öğretmek, çocuğa kelime ve cümle söyletmeye çalışmak değildir. Aksine gecikmiş dil ve konuşmanın nedeni oyun esnasında saptanır ve terapi hedefleri yine oyun aracılığı ile çocuğa verilir. Beklemek ancak erken müdahalenin avantajlarını kaybettirir.
Yapılan tüm çalışmalar, gecikmiş dil ve konuşma yaşayan tüm çocuklara, dil ve konuşma terapisinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Eğer bir çocukta gecikmiş dil ve konuşma varsa konuşma terapisine derhal başlanmalıdır. Gecikmiş konuşmaya bahane aramak sadece çocuğunuzun iletişim, dil ve konuşma gelişimini geciktirmez. Aynı zamanda akademik ve sosyal hayatını da etkiler. Gecikmiş dil ve konuşmaya erken müdahale ettiğimizde, sadece dil becerilerini geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda erken okuryazarlık becerileri, sosyal beceriler, yürütücü işlev becerileri gibi dile bağlı diğer becerilerini de geliştirmelerine yardımcı oluruz. Geç konuşan çocuklara erken müdahale gelecekte karşılaşabilecekleri zorlukları önler, okulda ve sosyal hayatta başarılı olabilmeleri için gereken becerileri destekler.