Beşiktaş,İstanbul,Türkiye

İletişime Geçin

Bizi Arayın: (0212) 356 77 11

Randevu Al

Çocuklarda saldırganlık eğilimi: Agresyon

Çocuklarda saldırganlık eğilimi: Agresyon

Çocuklarda saldırganlık eğilimi: Agresyon

Agresyon bir araç olarak saldırganlık ve düşmanca saldırganlık olarak kendi içerisinde 2’ye ayrılmaktadır. Bir araç olarak saldırganlık belli bir amaç uğruna başkalarına zarar verme davranışıdır. Örneğin, çocuğunuza sabahtan akşama kadar defalarca odanı topla demişseniz ve hala odasını toplamamışsa onu kolundan tutup zorla bunu yaptırıyorsanız bu tam da düşündüğünüz gibi agresyonu istediğinizi yaptırmak için çocuğunuza karşı bir araç olarak kullandığınız anlamına gelir. Aslında burada amaç çocuğa zarar vermek değil, hedefin sözel olarak ifade edilmede yetersiz kaldığı noktada hedefe ulaşabilmek için agresyonun bir araç olarak kullanılmasıdır. (Araç: Kolundan tutma davranışı Hedef: Çocuğunuzun odasını toplamasını sağlamak/sorumluluk bilinci kazandırmak). Düşmanca saldırganlık ise zulm etme isteği ve öfke duygularının neden olduğu saldırganlık davranışıdır. Kişi bilerek ve isteyerek zulm etme arzusu içindedir. Örneğin, okulun en popüler çocuğu kendisinden zayıf gördüğü bir çocuğu sürekli aşağılıyor, ona hakaret ediyor, söylediklerini yapmadığı zaman onu dövüyor ve zarar veriyor ise düşmanca bir saldırganlık söz konusudur.

Çocuklar neden saldırganlık davranışı gösterme ihtiyacı hisseder?

Çocukların saldırganlık davranışını göstermesinin farklı nedenleri olabilir. Öncelikle burada göz önünde bulundurulması gereken ilk şey çocuğun yaşı ve yaşına göre agresyonun anlamıdır. Yaşına uygun bir tepki mi gösteriyor yoksa kontrol edemediği bir agresyon mu var? Bunları değerlendirirken çocuğun agresyon yükselişine neden olabilecek diğer etkenlerinde ne olduğunu bilmek gerekir. Mesela, çocuğun içinde yaşadığı çevre herhangi bir zorluk, sıkıntı ve hoşa gitmeyen bir durumla karşılaştığında saldırganca bir mücadele tutumu sergiliyor ise çocukta aynı şekilde mücadele etmeyi öğrenecektir. Birlikte yaşadığı ailede saldırganca davranışlara maruz kalan bir çocuk büyüdüğünde de başkalarını aynı davranışa maruz bırakacaktır. Aynı zamanda biyolojik nedenlerden, rahatsızlıklardan da dolayı (beyin zarı iltahaplanması vb.) agresyon görülebilir.

Saldırganlık doğuştan mıdır yoksa sonradan mı öğrenilir?

Bu bilgiler farklı kişiler tarafından farklı yorumlanmıştır. Mesela Freud bireylerin saldırgan oluşunu doğuştan gelen bir özellik olarak yorumlamakta ve boks, güreş gibi spor aktivitelerinin bireylerin saldırgan davranışlarını deşarj etme yöntemi olarak kullandığından bahsetmektedir. Bu davranışın kendine yönelen saldırganlık veya başkasına yönelen saldırganlık olarak ortaya çıktığını söylemiştir. Kendi el ve ayak tırnaklarını sonuna kadar yiyen, kendini ısıran, saçlarını koparan, hayatına kastedecek eylemlerde bulunan kişiler kendilerine yönelik saldırganlık tutumunu sergilemiş olurlar. Etrafındakilere yönelik zarar verme tutumu ise doğrudan başkasına isteyerek zarar vermeyi içerir. Sosyal öğrenme kuramına göre saldırganlık sonradan öğrenilen bir davranıştır. Yapılan araştırmalara göre saldırganlık davranışının çocuklarda en çok gözlemlendiği dönem okul dönemidir. Özellikle erkekler kızlara göre daha fazla fiziksel olarak saldırgan tutum içersindedir. Saldırganlık davranışı cinsiyete göre de değişim gösterir. Kızlarda daha çok pasif saldırganlık görülürken erkeklerde eyleme yönelik saldırganlık görülmektedir.

Çocuklarda yaşlara göre agresyonun anlamı

Bebeklik dönemi
Henüz konuşma yetisi gelişmemiş bebeğiniz isteklerini ağlayarak ifade eder, bu normaldir. Genellikle bebeklerde agresyon yoğun bir ağlama ve ısırma davranışı ile görünür hale gelir. Ağlamasına yüklediğiniz anlamı doğru yorumlamanız önemlidir. Yürümeye başlayan çocuklarda daha çok oyuncaklara yönelik saldırganca davranışlar görülür. Bu dönemde ebeveynlerin uyguladığı yaptırımlar, mola vermek, düşünme sandalyesi, çeşitli cezalar, fiziksel bir müdahale çocuklardaki agresyonu oldukça yükseltir. Çocuklar konuşamadıklarında kendilerini ifade edemezler. Özellikle konuşma güçlüğü yaşayan çocuklarda agresyona sıkça rastlanır.

Çocuğun iletişim kurma ihtiyacı arttıkça kendini yetersiz hissettiği noktada agresyonda bir artış görülecektir. Bu dönemde blokları üst üste özenle dizen bir çocuğun bloklarının başka bir arkadaşı tarafından büyük bir agresyonla yıkıldığına şahit olmanız çok olası. Agresyonu olan çocuk gerçeği anlamlandırma sürecinde güçlük yaşar. Dolayısı ile blokları yıkarken belki de çizgi filmde gördüğü bir kareyi canlandırıyor olabilir.

Okul dönemindeki çocuklar
1 ve 3. sınıfa giden çocuklarda daha dürtüsel ve saldırganca ataklara rastlanır. 3. sınıfa giden bir çocuğun artık okulda kendi davranışlarını kontrol edebilmesi beklenir. 4. sınıftan 9. sınıfa kadar bu saldırganlık davranışı daha bireysel fiziksel ataklara dönüşür. Bu dönemlerde erkekler kızlara göre daha saldırgan bir tutum içerisinde olurlar.

Saldırganca davranışa ilk müdahale:
1. Çocuğun sırtından kalbinizin kalbine geleceği hizada sarılma ve durdurmaya yönelik bir tutum sergilenmesi,
2. Sakinleşmesi için zaman verilmesi,
3.Karşılıklı dinleme durumuna geçilmesi,
4.Karşılıklı duyguların paylaşımı ve küçük harfler kullanılarak ifade edilmesi,
5.Çözüm yolunu çocuğunuzla birlikte üretme.

Çocuklarda agresyonu azaltacak 12 zararsız ipucu:
1.Koşma,
2.Hızlı yürümek,
3.Spor yapmak, (Basketbol, yüzme vb.)
4.Müzik dinlemek,
5.Kumla oynamak,
6.Oyun hamurunu sıkma,
7.Yüksek ses ile bağırma,
8.Relaksasyon çalışmaları, (Kas gevşetme / Nefes egzersizleri)
9.Hissetiklerini ifade edebileceği resim çalışmaları yapması,
10.Sağlıklı yiyecekler ile beslenme,
11.Kum torbasına veya küçük yaşlarda hacıyatmaz oyuncağına vurarak dışa vurum,
12.Sık sık su ile oyunlar oynama veya sık sık duş almaya yönlendirme.

Bu zararsız yöntemleri kriz anında uygulamanız oldukça güç olabilir. Çocuğunuz agresyonu çok yüksek olduğu için o anda sizi dinlemeyecektir. Ona da bu durumda hak vermek gerekiyor. Anlaşıldığını hisseden kişinin agresif davranışlarında azalma olur. Çocuklar ile iletişime geçerken uzun uzadıya kullanacağınız kelimelerden kaçınmanız çocuğunuza iletmek istediğiniz mesajı kısa ve net cümleler ile ifade etmeniz sizi hedefinize daha kısa yoldan ulaştırır.

Küçük harfli kelimelerin insan ilişkilerinde yarattığı büyük etki konusunda çocukların farkındalık geliştirilmesini sağlamak ebeveynlere düşen en önemli sorumluluklardan biridir. Unutmayın, kelimelerin gücünü kullanmayı bilmeyen kişiler fiziksel gücü ve aşağılayıcı kelimeleri kullanmaya yönelir.

Çağdaş Karsan

Çağdaş Karsan

Kurucu, Dr. Dil ve Konuşma Terapisti

Psikoloji lisansımı tamamladıktan sonra dil ve konuşma terapisi alanında yüksek lisans ve doktora derecelerimi tamamladım. Retorya’yı kurduğum 2015 yılından beri aktif olarak çocuk ve yetişkinlerde görülen kekemelik, sesletim bozuklukları, dil gecikmesi gibi her türlü dil ve konuşma bozukluklarına yönelik terapi hizmetleri vermekteyim. Aynı zamanda Bir...

Daha Fazla

Danışmanlık için Hemen Ara!

Ekibimize ulaşmak için:

(0212) 356 77 11

İletişim Adresleri

Bizi Haritada Bul

Gayrettepe, Bahar Sk. No:2 Kat:3 D:5, 34349 Beşiktaş/İstanbul

Bizi Arayın: (0212) 356 77 11