Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Çağdaş Karsan anlatıyor: Genellikle 1 yaşını tamamlayan çocukların ilk anlamlı sözcüklerini kullanmaya başlamalarını bekleriz. Eğer bu olmazsa birkaç ay daha bekler ve çocuğumuzu onunla etkileşimimizi arttırarak konuşması için biraz daha motive etmeye çalışırız. Oynadığımız oyunların süresi uzar, çocuğumuzlayken daha çok ve abartılı biçimde konuşuruz, daha çok resimli kitap okuruz ve belki de daha çok hayvan taklidi yaparız. Bütün bunlar güzel ve çocuğumuzun gelişimi için faydalı çabalardır. 18 aylık döneme kadar çocuğumuz muhtemelen birkaç sözcük kullanmaya başlar ama halen yaşıtları gibi farklı onlarca sözcük kullanmamaktadır. 2 yaşına geldiğinde sözcük sayısı biraz daha artmıştır, ancak halen 2 sözcüğü bir araya getirememektedir(Anne ver, kırmızı top gibi). Bu sefer bazı aileler “ama her söylediğimizi anlıyor” savunmasının ardına saklanır ancak bilinmelidir ki çocuk her şeyi anlıyor olsa da ifade edici dille ilgili problem yaşıyor olabilir diyen Uzman Çağdaş Karsan, “Çocuk 3 yaşına geldiğinde halen yaşıtlarıyla arasındaki fark kapanmaya başlamamışsa o zaman ebeveynler çoğunlukla kaygılanıp yardım almayı düşünmeye başlar, bazı yanlış yönlendirilmiş aileler için bu yaş ne yazık ki daha da artabilir. 3 yaş yardım almak için geç bir yaş değildir ama şahsen ben en azından değerlendirme için bana 2,5 yaşında başvurmuş olmanızı tercih ederim” şeklinde belirtti.
Ayrıca Uzman Karsan, Burada yazdığım yalnızca olabilecek senaryolardan biriydi, durum bundan çok daha farklı şekillerde gerçekleşebilir ancak ortak olan şudur ki ebeveynler hemen her zaman çocuklarını değerlendirirken objektif verileri değil tanıdıklarının çocuklarını baz alırlar diye ekledi. Hemen hemen ebeveynlerin tamamının kaygılarının odak noktasında, çocuğun konuşmasının olağan dil gelişim aşamalarında yer alan köşe taşlarını yakalayıp yakalayamamış olmasından ziyade, komşunun ya da bir arkadaşın çocuğunun konuşmasına göre ne durumda olduğu yer almaktadır. Eğer çocuk filancanın çocuğundan daha fazla sözcük söylüyor ya da daha uzun cümleler kuruyorsa çoğunlukla kaygı duyulmaz ya da “filancanın çocuğu da böyle konuşuyor” mukayesesine başvurulur. Eğer durum devam ederse ve bu kıyaslamalar da yeterli olmamaya başlarsa o zaman ailede 3-5 yaşlarında konuşmaya başladığı rivayet edilen bir akraba bulunur ve uzman görüşüne başvurma ihtiyacı bir kez daha ötelenir. Öteleme ne kadar sürerse sürsün esasen dil gecikmesinde erken müdahale büyük önem arz eder. Bu nedenle çocuğumuzun dil gelişiminin yaşıtlarına göre geriden geldiğini düşünüyorsak vakit kaybetmeden bir dil ve konuşma terapistine başvurmamız bizi sonrası için daha uzun sürecek bir terapi sürecinden ve “bu çocuk ne zaman konuşacak” sorusunu yılmadan soran aile yakınları ve arkadaşlardan kurtarabilir. Çocuğumuzun dil gelişimini takip etmek için var olan dil gelişim basamaklarını ya da diğer bir deyişle köşe taşlarını “Çocuklarda Dil Gelişim Aşamaları” başlıklı yazımdan ya da pek çok online kaynaktan bulabilirsiniz. Bu veriler bu alanla ilgili yapılan bilimsel çalışmalardan alınan verilerdir ve bize yalnızca fikir verme amacı taşırlar. Ortalama değerleri temsil ettiklerinden çocuğunuzun henüz bir ya da birkaçına ulaşamamış olması durumunda hemen endişelenmemelisiniz. Yine de bu durumda bir uzmanın görüşüne başvurmak faydalı olacaktır. Dil ve konuşma terapisti bu durumda standardize edilmiş testler kullanarak çocuğunuzun alıcı ve ifade edici dil durumunu saptayacak ve size gerekli açıklamalarda bulunacaktır. Eğer bir uzmana başvurmaya karar verirseniz ama bu bir dil ve konuşma terapisti değil çocuk doktoru olursa size çok büyük bir ihtimalle biraz daha beklemenizi ve çocuğunuzun geç de olsa konuşacağını söyleyecektir. Bu ifade muhtemelen doğru olmakla birlikte yanlış yönlendirilmiş bir ifadedir çünkü çocuğunuzun kazanması gereken becerileri doğru zamanda kazanması da gelişimi açısından önem taşır. Anlaşılmama düşüncesi, utanç, konuşma korkusu erken yaşlarda kökü atılan ve ömür boyu bireyi psikososyal olarak etkileyebilen duygu ve düşüncelerdir. Kaldı ki çocuğunuzun yaşıtları gibi konuşamamasının sebebi her zaman dil gecikmesi de olmayabilir. Pek çok sendrom ve bozukluk dil gelişimini etkiler ve bunların tanılanmasında konuşmaya dayalı semptomlar önemli yer tutar. Tüm bu nedenlerden ötürü çocuğunuzun konuşmasıyla ilgili şüphelerinizi değerlendirmeli ve yardım almak için doğru kaynağa başvurmalısınız.
Uzm. DKT Çağdaş Karsan